16 Ağustos 2010 Pazartesi

Mr. Spock !

İki sene önce, İstanbul Bakırköy'de bir Burger King'e gittik birkaç arkadaş. Normalde siparişleri bir ya da iki kişi alırken bu sefer yaşanacakları herkesin görmesini sağlamak için olsa gerek hep beraber sipariş sırasındaki yerimizi aldık. En önde ben olduğumdan, Burger'da yetişkin bireylerin birinci tercihi olan Whopper menüyü sipariş edip kendimi kalabalıktan dışarı attım ve ne olduysa o anda oldu! Çocuk menüsüyle beraber Star Trek oyuncakları verildiğini gördüm!  Hemen önünden geçmiş olmama rağmen o ana kadar  nasıl olmuştu da dikkatimi çekmemişti? Hemen bir şeyler yapmalıydım! Bir hışımla bütün kalabalığı yarıp en öne ulaşmayı başardım ve siparişimi iptal etmek istediğimi söyledim. İlginç bir şekilde bu isteğimi kabul etmediler "İlla alacaksın o Whopper'ı!!" diye tutturdular. Çok kişi olmanın avantajını kullanarak arkadaşlara sardım "Benim Whopper'ı siz alın." diye..
 Hemen önünden geçmiş olmama rağmen o ana kadar  nasıl olmuştu da dikkatimi çekmemişti? Hemen bir şeyler yapmalıydım! Bir hışımla bütün kalabalığı yarıp en öne ulaşmayı başardım ve siparişimi iptal etmek istediğimi söyledim. İlginç bir şekilde bu isteğimi kabul etmediler "İlla alacaksın o Whopper'ı!!" diye tutturdular. Çok kişi olmanın avantajını kullanarak arkadaşlara sardım "Benim Whopper'ı siz alın." diye.. Bu seferde "Niye sen ne yiyeceksin?" sorusuna maruz kalmaya başladım. Haklı olarak Whopper'ı uğruna harcadığım muhteşem menünün ne olduğunu merak ediyorlardı, battı balık yan giderdi.. Gayet normal bir şey söylüyormuş edasına bürünüp, "Ben çocuk menüsü alıcam." dedim. ("Çocuk" derken sesim biraz kısılmış olabilir.)  Zira Burger'daki sipariş sırasının ön hatlarından ciddi bir kahkaha yükseldi. Kahkaha efekti devam ederken araya "Sen onla doymazsın ki?, Hayırdır rejime mi başladın?" gibi rahatsız edici sorular sıkıştırılıp, içinde bulunduğum durum daha da beter hale getirildi. Yine büyük bir sakinlikle "Çocuk menüsü Mr. Spock veriyormuş!?.." demem ortamı daha da şenlendirmekten başka hiçbir şeye yaramadı. Ama azimliydim o Spock benim olacaktı! Menümü değiştirmeyi başardım ve kendime en süperinden bir çocuk menüsü bir de Mr. Spock söyledim. Alay konusu olmaya devam ederken arkamdan birinin bacağımdan çektiğini farkedip geriye döndüm ve 7-8 yaşlarında 2 tane ufaklığın bana baktıklarını gördüm. "Siz de mi alay edeceksiniz!" diye düşünürken, bacağımdan çeken; "Arkadaşların seni anlamıyor alay ediyor ama merak etme biz seni anlıyoruz!" dedi. Daha o yaşta bir çocuktan gelen böylesi bir cümlenin şokunu atlatamamışken ekledi: "BİZ SENİNLE GURUR DUYUYORUZ!!" O anda bütün o yerin dibine girme, kendini rezil hissetme felan, yerini haklı bir gurura bıraktı. Evet, arkadaşlarım anlamıyordu ama anlayanlar vardı işte! Benimle gurur bile duyuyorlardı daha ne?! Arkadaşlarda destekçilerime oldukça şaşırmışlardı. Ama artık yalnız olmadığımı biliyorlardı...

Olayın devamı benim sevgili Burger çalışanına "Bak oyuncak Mr. Spock olacak!" diye tekrar tekrar söylemem, sevgili Burger çalışanının kim olduğunu çıkaramaması üzerine garip şekillerle, el işaretiyle tarif etmem, gelen paketten emin olamayıp kontrol etmem vesaire şeklinde gitti. 
Ve evet, doymadım!

Bilgilendirme: Profil fotoğrafımda görünen ve orda olmayı bileğinin hakkıyla, alnının teriyle kazanan çok sayın Mr. Spock, bu yazıda bahsi geçen Mr. Spock'dır. Olur da "Bu profille bu fotoğraf ne alaka yahu?" şeklinde düşünürseniz diye...

Ölmeden Önce Yapılacaklar Listesi!

Gençlik yıllarım sürekli kitap okuyarak geçti. Türk Klasiklerini mi okusam, Dünya Klasiklerini mi bitirsem, bilmemkim yeni kitap çıkarmış hemen almalıyım diye düşüne düşüne bir çok harçlığımı kitaplara yedirdim. Aldığım kitaplardan kendime bir arşiv oluşturmakla kalmayıp, eşe dosta akrabaya ödünç kitap vermeye bile başladım. Bu kitaplardan bir çoğu da hala geri gelmemiştir. Zaman ilerledikçe kitapların bendeki yerini filmler almaya başladı. Neredeyse tam bir "Filmi çıksın izleriz" insanına dönüştüm ve tam da benden bekleneceği gibi bu sefer film arşivi yapmaya başladım. İzlediğim yüzlerce film arasında genelde en beğendiklerim hep Amerikan yapımlarıydı. Bir çok kişi içinde bu böyledir sanıyorum ve o kadar çok Amerikan filmi izledik ki hep beraber, Amerikan halkının günlük yaşam tarzı, espri anlayışları, yaptıkları bizim için en az biz yapıyormuşuz gibi doğal olmaya başladı. Eminim herkes en az bir Amerikan filminde, birilerinin "Ölmeden Önce Yapılacaklar Listesi"nden bir şıkkı elediğini ya da "Ölmeden Önce Yapılacaklar Listesi"ne bir şeyler eklediğini görmüştür. Ben de her zaman bir "Ölmeden Önce Yapılacaklar Liste"m olsun istemişimdir ama şimdiye kadar bu listeyi yapma şansım olmadı. Ölmeden önce kesin yapılması gerekenler nelerdir? Neyi yapmadan ölürsem gözüm açık gider? Bilemiyorum... Ölmeden önce neler yapmam gerektiğine karar veremediğime göre, bari hiç yoktan ölmeden önce neler yaptığımı buradan paylaşabilirim diye düşündüm. Burada yaptığım olur olmaz şeyler, anılarım, yaşadıklarım, saçmalıklarım felan olacak. Bunların hangileri listeye dahil edilip, silinebilecek şeyler olur buna siz karar verin. Umarım yaşadıklarımı okumaktan zevk alırsınız.

Ölmeden Önce Yapılacaklar Listesi
#1- Bir Blogda Deneyimlerini ve Anılarını Paylaş